Tarihçe

Müzeler

1-Arkeoloji Müzesi
Adresi : Konya Yolu Üzeri AFYON
Telefon : 0-272-215 11 91
Fax : 0-272-213 39 75
Bölgedeki 40 kadar höyük, 20 kadar antik şehirden derlenen eserlerle, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik,Roma ve Bizans devrine ait kazı çalışmaları sonucu bulunan eserleri sergilemektedir. Ayrıca müzenin bahçesinde Herakles, İmparator Hadrion tipi kolossal(büyük) heykeller, İon, korinth tipi sütun başlıkları, üzerleri yazıtlı veya kabartmalı ve bölgenin tipik eserleri arasında olan “Kapı Tipi Mezar Stelleri”, pişmiş toprak lahidler ve çeşitli mimari eserler sergilenmektedir.

Afyon Arkeoloji Müzesi Pazartesi hariç haftanın altı günü saat 8.30-12.00 13.00-17.30 arası ziyarete açıktır. Müzenin içerisinde fotoğraf çekimi yasak olmakla beraber bahçesinde serbesttir.
2-Zafer Müzesi (Başkomutan Tarihi Milli Park Müdürlüğü):
Adresi : Anıtpark Karşısı, Hükümet Konağı Yanı Afyon
Telefon : 0-272- 212 09 16

1913-1914 yıllarında yapılmıştır. Zemin katta 10 oda, 1 toplantı salonu ve sahnesi, üst katta 9 oda ve sergi salonu vardır. Başkomutan Meydan Muharebesinin planlandığı ve taarruz emrinin verildiği yerdir. Zafer Müzesinde, Başkomutan savaşı ile ilgili bilgi verilmesinin yanında, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa ve Batı Cephesi Harekat Şube Müdürü Tevfik Bıyıkoğlu anısına, kaldıkları odalar düzenlenmiştir.

Zafer Müzesi Hafta içi mesai saatleri içerisinde gezilebilir.
Afyon Müzesi
Zafer Müzesi
Bolvadin

 

 
Frig Vadisi

M.Ö. 3000-2000 yıllarını kapsayan Eski Tunç döneminden başlayarak günümüze kadar hüküm süren uygarlıklar içerisinde Frigler ayrı ve özgün bir yere sahiptir. Hititlerin M.Ö. 1700’den başlayarak 500 yıl süren egemenliklerinin ardından M.Ö. 1200 yıllarında parçalandıkları sırada, Anadolu’ya batıdan gelen ve sonradan adlarına Frig denilen bir kavim göçü başlamıştır. Bu göçler sırasında Anadolu, 400 yıl süren karanlık bir dönemin ardından M.Ö. 8. yüzyılın II. yarısında (M.Ö. 750) Friglerin siyasi üstünlük elde etmeleri ile aydınlanmış ve Frigler efsanevi kralları Midas döneminde güçlü bir devlet konumuna gelmişlerdir. Afyonkarahisar bölgesi de Friglerle bu dönemde tanışmış olmalıdır. Hititler gibi Anadolululaşan ve Afyonkarahisar-Eskişehir-Kütahya illerinin birleştiği bölgede özgün bir kültür oluşturan Frigler bu bölgede kült mezar ve mezar anıtları biçiminde, büyük boy kaya blokları üzerine işlenmiş Ana Tanrıça Kübele kültüne ait tapınak cepheleri ile yine Ana Tanrıça Kübele kültüne ait aslan kabartmalarıyla dünyanın en ilginç ve en değerli eserlerinin yaratılmasını sağlamışlardır. Özellikle Afyonkarahisar’ın kuzeyinde bulunan Göynüş Vadisi ve Döğer Bölgesi’nde bulunan Aslantaş, Yılantaş, Matlaş, Kapıkaya I ve Kapıkaya II gibi dünyada eşi bulunmayan Frig Kaya Anıtları bunların başlıcalarıdır. Frigler M.Ö. 6. yüzyıl sonlarından itibaren siyasi üstünlüğü yitirmiş olmalarına rağmen Afyonkarahisar ve çevresinde Frig kültürü, dini, mitolojisi yüzlerce yıl daha devam etmiş, bölgede bin yıl Frig dili konuşulmuştur.

Dünyada eşi bulunmayan kaya anıtlarını yapan Friglerin ardından bölgede hüküm süren Roma ve Bizans dönemlerinde de Şifalı Frigya topraklarında tüf kaya kütleleri insan eliyle oyularak, günümüze kadar ulaşan Metropolis, Bin İnler, İnpazarcık, Ornaş gibi yerleşim birimleri, Avdalaz, Demirli, Bayramaliler, Asar Kale gibi savunma mekânları, Selimiye, Alanören, Devrent, Elicek gibi mezar odaları, Kırkinler gibi dini mekânlar, Yedikapılar gibi yer altı yerleşimleri meydana getirilmiştir.

 
 
Örenyerleri

Afyonkarahisar/İhsaniye İlçesi Ayazini Kasabası Örenyeri (Metropolis):
Afyonkarahisar-Eskişehir karayolunun 27.km.den sağa doğru 4,7 km. daha gidilerek ulaşılan Ayazini kasabasının Frigler döneminden beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Roma ve Bizans dönemlerine ait aile ve tek kişilik kaya mezar odaları, Bizans dönemine ait kiliseler ve kaya yerleşimleri arazinin bu tür bir yerleşime elverişli olması nedeniyle oyularak yapılmış eserleridir.

Aslanlı mezar odaları, sütunlu mezar odaları ile kayaya dış ve iç mimari görünümlü olarak oyulmuş kilise ve şapeller bulunmaktadır.

Dinar Örenyeri(Geleneia-Apameia):
Afyonkarahisar-Denizli karayolunun 90.km.sin de Dinar ilçesindedir.Kuruluşu kesin olarak bilinmemekle birlikte Truva savaşına katılan Ahiya Prenslerinden Geleneios’un savaş sonrasında İç Anadolu’ya gelerek yerleşmesiyle kurulmuş ve bu nedenle GELENEİA adını almıştır. Şehir daha sonraları M.Ö. 6. Yüzyıldan itibaren önemli bir merkez olmuştur.Daha sonraları klasik, Hellenistik ve Roma dönemlerinde daha gelişerek şehir bugünkü yerleşim yerine doğru inmiş ve APAMEİA adını almıştır. Anıtsal yapıtlardan olan stadyum ve tiyatro kısmen özelliğini koruyarak kalmıştır.

Emirdağ/Hisarköy Örenyeri (Amorium):
Synnadik (Santral Frigya) ilinin bir ilçesidir. Amorium şehri, Emirdağ ilçesinin 12 km. doğusundaki Hisarköyü toprağındadır. Amorium şehri geniş bir ilçenin pazarı, ekin ve ticaret merkezi idi. Batıdan Dokimya’dan, doğudan Flomelyum (Akşehir) ve kuzeyden Dorileum (Eskişehir) den gelen üç yolun kavşağındadır.

Dinar Örenyeri(Geleneia-Apameia):

Afyonkarahisar-Denizli karayolunun 90.km.sin de Dinar ilçesindedir.Kuruluşu kesin olarak bilinmemekle birlikte Truva savaşına katılan Ahiya Prenslerinden Geleneios’un savaş sonrasında İç Anadolu’ya gelerek yerleşmesiyle kurulmuş ve bu nedenle GELENEİA adını almıştır. Şehir daha sonraları M.Ö. 6. Yüzyıldan itibaren önemli bir merkez olmuştur.Daha sonraları klasik, Hellenistik ve Roma dönemlerinde daha gelişerek şehir bugünkü yerleşim yerine doğru inmiş ve APAMEİA adını almıştır. Anıtsal yapıtlardan olan stadyum ve tiyatro kısmen özelliğini koruyarak kalmıştır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir.

Emirdağ/Hisarköy Örenyeri (Amorium):
Synnadik (Santral Frigya) ilinin bir ilçesidir. Amorium şehri, Emirdağ ilçesinin 12 km. doğusundaki Hisarköyü toprağındadır. Amorium şehri geniş bir ilçenin pazarı, ekin ve ticaret merkezi idi. Batıdan Dokimya’dan, doğudan Flomelyum (Akşehir) ve kuzeyden Dorileum (Eskişehir) den gelen üç yolun kavşağındadır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir

İhsaniye Döğer Örenyeri :
İhsaniye ilçesine 12 km. uzaklıktaki Döğer kasabası Frigler döneminden beri yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Aslankaya, Kapıkaya I ve II, Tanrıça Kybele adına yapılmış açık hava tapınağı özelliğinde M.Ö.7.Yüzyılda yapılmış kaya anıtları ile Asar ve Eski Döğer’de Frig yerleşim yerleri vardır. Roma ve Bizans dönemine ait kaya yerleşim ve mezar odaları ile kiliseler çevrede oldukça çok görülmektedir. Suluin, Memeç, Alacaasma, Urumkuş I ve II (Karamusa), Nallıhan ve Kırkmer- diven kayalıkları belli başlı olanlardır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir

İhsaniye/Ayazin Köyü Örenyeri (Metropolis) :
Afyonkarahisar-Eskişehir karayolunun 27.km.sinden sağa doğru 4,7 km. daha gidilerek ulaşılan Ayazin köyünün Frigler döneminden beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Roma ve Bizans dönemlerine ait aile ve tek kişilik kaya mezar odaları, Bizans dönemine ait kiliseler ve kaya yerleşimleri arazinin bu tür bir yerleşimee elverişli olması nedeniyle oyularak yapılmış eserlerdir. Aslanlı mezar odaları, sütunlu mezar odaları ile kayaya dış ve iç mimari görünümlü oyulmuş kilisesi sanat şaheseri eserler bulunmaktadır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir

İhsaniye/Kayıhan Kasabası Göynüş Vadisi:
Afyonkarahisar-Eskişehir karayolunun 32.km.de 1,5 km. sola dönülerek ulaşılan bir vadi içinde Göynüş Kalesi, Aslantaş ve Yılantaş üzerinde aslan kabartmaları bulunan mezar odaları olup, Maltaş Kübele açık hava tapınağıdır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir

İscehisar/Sarıçayır(Selimiye) Kayalıkları:
İscehisar ilçesine bağlı Sarıçayır köyünün çevresinde bulunan kayalıklarda Bizans döneminde yapılan kayaya oyma aile ve tek mezar odaları, mezar tekneleri ve barınaklar yapılmıştır. Yüzeyi kabartma ve bezemelerle süslenmiş, kimlere ait olduklarını belirten kırmızı boyayla yazılar yazılmıştır. . Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir

İscehisar/Kırkinler ve Seydiler Kalesi:
İscehisar ilçesi, Seydiler köyü içinde bulunan kale ile Afyonkarahisar-Ankara karayolunun 32.km. de bulunan Kırkinler kayalığı; Bizans çağında yapılmış, yerleşim yeri, kilise, şapel ve mezar olarak kullanılmış kaya kütleleri vardır. Kırkinler kayalığının, Frig döneminde de kullanıldığı kaya üstündeki izlerden anlaşılmaktadır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir

Şuhut/Bininler Kayalığı:
Şuhut’un 6 km. batısında bulunan Senir köyü yakınlarında bir kayalık olup, kayalar iki ve üç katlı tek veya çok odalı olarak oyulmuş, altları hayvan üniteleri ve insanların barınma yerleri olan bir yerleşim yeridir. Bizans yerleşimi olan bu kayalığın alt eteğinde yine Bizans kilisesi ve manastır yapı kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca Geç Roma Dönemi kapaklı kayaya oyulma mezar tekneleri vardır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir.

Bolvadin/Kemerkaya Yedi Kapı Kaya Yerleşim ve Öreni:
Bolvadin-Emirdağ Kara yolu üzerinde, Bolvadin Kemerkaya Kasabasının 3 km. kuzeyinde karayolunun 1 km. doğusunda yer almaktadır.1997 tarihinden itibaren Afyonkarahisar Arkeoloji Müze Müdürlüğü tarafından kurtarma kazısı yapılmaktadır.

Çalışmalar sırasında askeri garnizon veya idari binalar olabileceği tahmin edilen kayaya oyma kompleks yapı grubu ile halkın sığınak olarak kullandıkları yer altı kentinin bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. Geç Roma ve Erken Bizans dönemine tarihlenen yerleşimdeki çalışmalar devam etmektedir. Afyon bölgesinde bulunan yer altı kentlerinin ortaya çıkarılması için yapılan çalışmaların ilki olduğu için çok önemlidir. . Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir.

 
 
Yaylalar

Kuzeybatı, Güneydoğu doğrultulu dağ dizileriyle kaplı İçbatı Anadolu kenti Afyon’da orta derece yükseltiye sahip sayısız yaylalar vardır.

Yaylalarımız, aleyçık, kıl çadır ve toprak örtülü dam gibi basit malzemeli iskan yerleriyle bugünde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Merkez : Kalecik, Çırakdede ve Kocatepe Yaylaları

Bayat : Çanacık, Mekan ve Çöğürlü Yaylaları

Bolvadin : Paşadağ ve Çoğu Yaylaları

Dazkırı : Söğütlü Yaylası, Dinar Horu Yaylası, Kabaklı, Cerit ve İncebel Yaylaları

Emirdağ : Yellibel, Yassıyurt, Gözeli, Emirbaba Yaylaları, Döneryayla, Darısekisi, Gedikyayla, Kütüklü, Gölcük, Karahal, Çiçekli, Kızdoğdu.

Hocalar : Burgaz, Alıçlı ve Eldizan Yaylaları


Evciler : Bozyayla

İscehisar : Ağın ve Asar Yaylaları

Kızılören : Akdağ ve Göküz Yaylaları

Sandıklı : Akdağ-Kocayayla, Kilimatan ve Ahır Yaylaları, Oktur(Menteş) Yaylası

Sultandağı : Balaban ve Dumra Yaylaları

Şuhut : Kumalar, Kavaklı ve Bedeş Yaylaları

 

Mağaralar

İlimiz sınırları içerisinde bulunan mağaraların envanteri kesin olarak yapılmış değildir. Ancak Sandıklı ilçemizden bulunan “Kurtini” mağarasında Turizm Müdürlüğünün isteği üzerine M.T.A. Genel Müdürlüğünden gelen uzmanlarca inceleme yapılmış olup, mağara hakkında rapor uzmanlarca hazırlanmıştır.

1-Kurt İni Mağarası : Sandıklı ilçemize 34 km., Kocayayla’dan 6 km. uzaklıkta Bökenin Yurdu olarak bilinen mevkidedir. 1700 m. Yükseklikte orman içinde bulunan mağara tahminen 300 m. uzunluğundadır. Daha uzun olduğu tahmin edilen mağaranın tavanının göçmesi nedeniyle ikinci bölümüne girilememiştir.Aynı bölgede (Akdağ-Kocayayla), Menteş kasabasına yakın bir mevkiide Oktur Mağarası bulunmaktadır. Henüz bir inceleme yapılamamıştır.

2-Buzluk Mağarası :Buzluk mağarası, Sultandağı ilçesine bağlı Dereçine Kasabası’nın güneyinde Sultandağları’nın 2.519 m ile en yüksek yeri olan kuzeybatı zirvelerinde yer alan doğa harikasıdır. Afyon-Konya karayolu ile Buzluk Mağarası’na gitmek mümkün. Aracınızla meşe ormanlarının arasından geçerek otomobille gidebileceğiniz son nokta olan Küçük Kirazlı Yaylası’na ulaşırsınız. Burada sizi yaklaşık 4 saatlik bir yürüyüş beklemektedir.Eğimin zaman zaman 70 dereceye yaklaştığı vadiden Elmas Deresi’ne indikten sonra vadinin diğer yamacına tırmanarak, bir peri bacasını andıran kaya kütlesinin ardında saklanmış gibi duran Buzluk Mağarası’na varabilirsiniz.

Buzluk mağarası’nın girişi sadece bir kişinin geçebileceği genişlikte ve yukarıya doğru gittikçe üçgen biçiminde daralmakta, düşey doğrultuda gelişen mağara girişten itibaren 25 m.yi bulan 3 kademeden oluşmaktadır. Mağaranın ağzında sizi karşılayan serin hava aşağıya doğru inildikçe daha da soğumakta ve girişin 5’inci metresinden itibaren yerlerdeki buzlanma görülebiymiktedir. Mağaranın tabanında ise bir bölümde duvardan aşağıya sarkan ve kayaların üzerine yorgan gibi örttükten sonra aşağıya doğru sarkıtlar oluşturan buzlarla karşılaşılmaktadır. Öteki bölümde ise nohut büyüklüğünde milyonlarca buz kristali sanki bir elmas definesi izlenimini vermektedir.

Buzluk mağarası’nın duvarlarında buzların oluşması mağaranın biçimi ve iklim koşullarıyla bağlan- tılı olarak açıklanmaktadır. Buzluk mağarasının dar bir girişi vardır. Düşey doğrultuda gelişen mağarada yazın duvarlardan sızan su, serin boşluklar ile dışarısı arasındaki ısı farkı yüzünden güçlü hava dolaşımıyla buharlaşması sonucu meydana gelen sıcaklık kaybı soğumaya ve sonuçta mağara duvarlarının buz tabakası ile kaplanmasına yol açmaktadır. Rivayete göre mağaradan kışın buhar çıkmaktadır. Haziran ayının sonuna kadar tepelerinden kar eksik olmayan Sultandağları’na ve Buzluk Mağarası’na yaz aylarından başka zamanlarda çıkmak mümkün değil.

3-Dipevler/İnsuyu Mağarası: Bolvadin’e 7 km. uzaklıkta, Dipevler köyü-Karayokuş mevkiindedir.Belediye Müzesince ilk tesbiti yapılan mağara için Belediyece, M.T.A.Genel Müdürlüğü nezdinde girişimlerde bulunulmuş olup, ziyarete açılması için çalışmalar sürdürülmektedir. İki kat olan mağarada sarkıt ve dikitlerin yanı sıra tatlı su kaynağı da vardır.

4-Suçıkan Mağarası: Dinar ilçesi, Suçıkan Park otelinin arkasından girilen mağaranın bilimsel incelemesi yapılmamış olmakla birlikte, çok büyük olduğu sanılmaktadır.

5-Balcam Mağarası: Emirdağ ilçemize 10 km. uzaklıkta Balcam köyüne yakın bir yerdedir. Derinlemesine uzanan galerilerden oluşan bir mağaradır.

6-Karacamal ve Dipsiz Mağarası: Şuhut ilçemizin Balçıkhisar kasabasına 5 km. uzaklıkta Kocadere mevkiinde bulunmaktadır. Şu ana kadar herhangi bir araştırma yapılmamıştır.

7-Kuzu İni Mağrası: Karacamal Mağarasından daha yukarıdadır. Giriş kısmında koyun beslendiği için Kuzu İni Mağarası denilmiştir. Dar koridor şeklinde bir galeriden ilerlenerek mağaranın sonunda orta büyüklükteki bir galeriye ulaşılır. İçerisinde sıkça sarkıt ve dikitler görülür. Mağaralar içerisinde çok fazla dikkat çekici özelliklere sahiptir.

 
İnanç Turizmi

1-Ulu Cami:Afyon’un en büyük camilerinden birisi olan Ulu Cami, Anadolu Selçukluları  devrinde(1272-1277) yıllarında Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından yaptırılmıştır. Kendi adı ile anılan mahallede kargir dört köşe kalın duvarlar üzerine toprak damlı iken, şimdi bakır kaplı çatı ile örtülmüş çatı beş sırada sekizerden kırk ahşap sütun üzerine oturtulmuştur. Ahşap sütunlar üzerine konan ahşap sütun başlıkları sarkıt ve baklava dilimlidir. Başlıklar üzerine konan ahşap atıkların yan yüzeyleri renkli motiflerle işlenmiş ise de, bugün çok az izleri kalmıştır. Doğuya, batıya, kuzeye bakan üç kapısı vardır. Selçuk tarzı oymalı iki kanatlı minber kapakları üzerindeki kitabede sureler ile ilk yapım tarihini belirten yazı vardır. Mimarı Emir Hacı Bey’dir. Caminin ilk büyük onarımı M. 1341 yılında Muzafferüddünoğlu Minüddün Emir Abdullah Bey tarafından yaptırılmış ve doğu cephedeki kapı üzerine bir yazıt konulmuştur.

Zamanımızda eski biçimi korunarak yeniden onarılan cami, ahşap mimarisi ve sırlı tuğlalı baklava dilimi tuğla mimarisiyle Selçuklu döneminin eşsiz örneklerinden biridir.

2-İmaret Cami: Kurtuluş caddesindedir. Sadrazam Gedik Ahmet Paşa, 1472’de Mimar Ayaz Ağa’ya yaptırmıştır. Bu yüzden Gedik Ahmet Paşa Camisi adıyla da tanınır. Nakışları Abdüssamedoğlu Hasan’ındır. Camiyi 1795’te Müftfzade Ahmet restore ettirmiştir. Ters T biçiminde ardarda iki kubbeli planlıdır. Kuzeydeki son cemaat yeri, 6yuvarlak sütun, 5 sivri kemerli ve 5 sekizgen kasnaklı kubbeyle örtülüdür. Tek şerefeli minaresi, yivli burma biçimlerle süslüdür. Yivlerin arası lacivert renkli çinilerle kaplıdır. Mukarnaslı giriş kapısı kalem işlemeli mermerdendir. Üzerindeki onarım yazısı 1795 tarihini taşımaktadır. Doğu, batı ve kuzey duvarlarında iki, kıble duvarında üç sıra pencere vardır. T biçimindeki iç mekanı iki büyük kubbe, iki yanda sıralanan odaları da üçer küçük kubbe örtmektedir. Gedik Ahmet Paşa(İmaret) Külliyesinin bir yapısıdır.

3-Mısri Camisi: Mısri mahallesinde Hacı Eyüp Mısri sokağındadır.1483’te Şakkancıoğlu Evliya Kasım Paşa yaptırmıştır. Kesme moloz taştandır. İki büyük kubbeyle örtülüdür. Doğu duvarı bitişiğinde bulunan minaresinin tabanı kesme taştan, gövdesi tuğladandır. Mukarnaslı mihrabında, mavi laciverttonlarda yazı ve geometrik desenli çiniler vardır. Minberi mermerdendir.

4-Mevlevi(Türbe) Camii: Zaviye Mahallesi’nde Türbe Yokuşu Sokağı’ndadır. Halk arasında “Türbe” ve “Mevlevî Camisi” adlarıyla da anılmaktadır. Binanın yıkılmasından sonra, 1844’te Abdülmecit tarafından yeniden yaptırılmıştır. Büyük yangın sonucu yanan mevlevîhane, 1905’te II.Abdülhamit’in emriyle ondörtbin altın harcanarak büyük bir onarım daha geçirmiştir.

Afyon mevlevîhanesinin diğer mevlevihaneler arasında ayrı bir yeri vardı. Mevlevîlik töresinde Konya’dan sonra ikinci sırayı alır. Semahane, mutbah ve öbür bölümleriyle birlikte esasen büyük bir mevlevîhanedir.

Kesme taştan yapılan binanın kapısı üzerinde, kitabe yerine kabartma bir Mevlevî külâhı yer alır. Tek şerefeli minaresi batıdadır.Kuzeye bakan cümle kapısından merdivenlerle çıkıldıktan sonra dedelerin hücreleriyle çevrili, ortasında şadırvan bulunan büyük bir avluya girilir. Eskiden Mevlevîhanenin doğusunda bulunan “Şeyh evi” yangından sonra yıkılmıştır. Kapının sağındaki mutbahın bir bölümünde çilehane yer alır. Kasnağındaki renkli camlı pencereleriyle büyük kubbe, örtü sistemini oluşturur. Semahanenin doğusundaki şerbethanenin üst katında semahaneye bakan, kafeslerle çevrili kadınlar mahfili vardır. Semahanenin sol tarafı türbe bölümüdür. Türbede Mevlevî şeyhlerine ait on iki ahşap sanduka bulunmaktadır. Mevlâna’nın torunlarından Âbâ Pûş-i Veli, Sultan Dîvanî (Mehmet Semâi Çelebi), Hızır Şah Çelebi gibi Mevlevî büyükleri ile Şah İsmail’in oğlu Elkas Mirza da burada yatmaktadır.

Günümüzde cami olarak kullanılan yapıyı, son olarak Mimar Arif Turunç onartmıştır.

5-Kuyulu Camii: Kuyulu caddesindedir. Selçuklulardan kalma olup yapım yılı bilinmemektedir. Minaresinin yanındaki kuyu nedeniyle bu adı almıştır. Kare biçimlidir. Açık yeşil sırlı tuğlalarla baklava biçimli süsleri vardır.Kubbesi dört duvar üzerine oturtulmuştur.

6-Ot Pazarı Camisi: Tuz pazarı caddesinde, sebze hali(bugünkü Belediye Çarşısı) bitişiğindedir. 1590’da Tellalzade Süleyman Çavuş yaptırmış, yıkılan minaresi 1958’de yenilenmiştir. Kesme taş ve kare planlı tek kubbelidir. Kuzeyde camla kaplı olan son cemaat yeri sonradan eklenmiş olup, üç sivri kemer üzerine üç kubbeyle örtülmüştür. Minaresi tek şerefelidir. Mihrabı sonradan yapılmış ve beyaz mermerle kaplıdır.

7-Sandıklı Ulu Cami: Sandıklı merkezinde, çarşı içinde önce mescid iken sonradan camiye
dönüştürülmüştür.Cami, Bahaddin Ömer Bin Alaaddin tarafından Mimar Aydemir’e H.780 (M.1379) yılında yaptırılmıştır. Kare planlı tek kubbeli minareli bir yapıdır. Daha sonra son cemaat yeri eklenmiştir.

8-Dazkırı/Kızılören Camii: Dazkırı ilçesi Kızılören köyünde 19.yüzyılda yapılmış, ahşap yapılı, ahşap sütunlar üzerine oturan ve düz toprak damlı bir camidir. Cami ahşap yapılı basit bir yapı olmasına rağmen, kalem kâri bitkisel, geometrik ve mimari özellikli resimlerle süslüdür.

 
 
Sağlık Turizmi

Kaplıcalar :
Sağlık turizmi yönünden oldukça şanslı olan İlimizde 5 tane kaplıca bulunmakta olup, tümü Turizm Bakanlığı tarafından “Turizm Merkezi” ilan edilmiştir. Türkiye genelinde “Pilot Bölge” seçilerek altyapı çalışmalarına hız verilmiştir. “Geleceğin Termal Başkenti” olarak nitelendirilen ilimizin termal merkezleri şunlardır. :

Gazlıgöl Termal Turizm Merkezi

1-Gazlıgöl Kaplıcası : Il Merkezine 21 km. uzaklıkta Eskişehir karayolu üzerinde İhsaniye ilçesine bağlı Gazlıgöl kasabası içerisindedir.

Gazlıgöl kaplıcasının 45-68 oC sıcaklıktaki suyunun debisi 9 lt/sn.dir. Kimyasal özelliği ise hiperterm, hipotenik, alketihir karbonatlı ve hafif radyoaktif bileşiminden oluşmaktadır.

Şifa Özellikleri 2 türlü uygulanmaktadır.

1-İçme Tedavisi
2-Banyo Tedavisi

İçme Tedavisi : Kaplıcada içme suyu olarak kullanılan şifalı su sodyum bikarbonatlı sular grubundandır. Bu suyun ılık şekilde içilmesi halinde ağrılı ve spazmalı böbrek hastalıklarına mide rahatsızlıklarına, karaciğer, safra yolları ve bağırsağın spastik ağrılarına tavsiye edilmektedir.

Banyo Tedavisi : Romatizma, nevralji, nevrit, artroz, kadın hastalıkları ve saboreik deri hastalıklarına tavsiye edilmektedir.

Tedavi Tesisleri : Kaplıcada halen 5 adet umumi havuzlu hamam, 4 adet havuzlu dubleks villa, 16 adet de çift odalı küvet tipi banyolu üniteler bulunmaktadır.

5 adet umumi havuzlu hamamlardan bir adedi tarihi ve şifalı içme suyuna havi, diğeri ise cilt hamamı olarak adlandırılan ve özel kaynak suyu bulunan hamamdır.

Bu iki hamamda hem kaynak suyu hem de sondaj suyu mevcuttur. Tedavi sıcak su içilerek ve banyo alınarak yapılmaktadır.

Diğer 3 hamamda ise sondaj suyu mevcuttur. İçmek içinde sıcak şifalı su bu hamamlarda da mevcuttur.

Konaklama Tesisleri : Kaplıcada (ABCD) olarak sınıflandırılan üniteler ile 4 adet dubleks villa bulunmaktadır.

(A) sınıfı ünitelerden 16 adedi tek odalı olup içerisinde birisi çift kişilik olmak üzere 3 yatak, mutfak, tuvalet, buzdolabı ve ocağı ile yeterli sayıda masa, sandalye ve gardrop mevcuttur.

Yine (A) sınıfı ünitelerden 16’sında ise yatak, mutfak,tuvalet,buzdolabı,bütangaz,yeterli masa, sandalye ve gardrop mevcuttur. Üniteler kaloriferlidir.

(B)sınıfı ünitelerden 16 adedi çift odalı olup küvet tipi banyoludur. Bu ünitelerde en az 4  yatak (birisi çift kişilik), mutfak,tuvalet,buzdolabı,bütangaz,yeterli masa, sandalye ve gardrop mevcuttur. Üniteler kaloriferlidir.

( C)sınıfı üniteler 10 adet olup, 1 oda, mutfak tuvaletten oluşan 2 yataklı ünitelerdir. Bunlarda kalorifer yoktur.

( D ) sınıfı üniteler 10 adet olup, 1 oda, mutfak tuvaletten oluşan 2 yataklı ünitelerdir.
Bunlarda kalorifersizdir.

Kaplıcada 6 adet havuzlu dublex villa mevcuttur. Bunların tamamı tam tefrişlidir.

İşletme Müdürlüğünce işletilen yatak kapasitesi 404’tür.

Hüdai Termal Turizm Merkezi

Sandıklı ilçesinin 8 km. güneyinde bulunur. Sandıklı Belediye Başkanlığı tarafından işletilen kaplıcada tesisler oldukça fazladır. Kaplıcada şifalı sular jeolojik bir çatlağın değişik yerlerinden zengin kaynaklarından çıkan şifalı suların ısısı 80-85 oC dir. Sodyum sülfatlı ve bikarbonatlı olan suların radyoaktivitesi 8 ile 72 eman arasındadır. Hüdai Kaplıcaları radyoaktivide bakımından Türkiye’de ilk sırayı almaktadır.

Hüdai Kaplıcası, eskiden beri bilinen ve kullanılan bir kaplıcadır. İlk Hristiyanlık devrinde o civarın başpiskoposu Hieropoliste (Koçhisar) Sen Mişel bu kaplıcada hastaları tedavi ederek mucizeler göstermiş, bundan dolayı eski kitaplara Sen Mişel’in Mucizeleri diye geçmiştir. Bu şifa kaynağı dolayısıyla Hieropolis Mukaddes Şehir olarak tanınmış, diğer kaplıcalarla beraber Afyon İline Frigya Salutaris (Şifalı Frigya) adı verilmiştir. Kaplıcada Bizans devrinden kalma hamamlar vardır.

Kaplıcanın özelliği şifalı çamurlarıdır ve çamur banyoları ile adını duyurmuştur. Toprak 68 derecelik şifalı suyla karıştırıldığından 40-45 derecelik bir çamur ortaya çıkar. Çamur banyosunda kalma süresi dayanma gücüne göre 6-7 dakikadır. Günde 1 defa girmek yeterli olmaktadır. Su ban- yosuna günde 1-2 defa girilebilir.

Kaplıca suyu ve çamurunun tedavi ettiği hastalıkların başında eklem ve omurga kireçlenmesi rahatsızlıkları gelmektedir.

Su Banyosu : Romatizmal hastalıkları, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları, kemik ve kireçlenme rahatsızlıkları, solunum yolları hastalıkları, felçler, kırık çıkık sekelleri, hemiploji, kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde,

Çamur Banyosu :Romatizmal hastalıklar, kemik ve kireçlenme rahatsızlıklarının tedavisinde.

İçmeler : Sindirim sistemi hastalıkları ve solunum yolları hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Hüdai Kaplıcası küçük bir tatil köyü görünümünde olup yıl boyunca şifa arayanlar için hizmet vermektedir.

Kaplıcada otel, 132 oda, 264 yatak; otel 34 oda, 68 yatak, 143 apart villa 715 yatak, 110 banyosuz daire 353 yatak bulunmaktadır.

Kaplıca tesisleri 3 kapalı büyük yüzme havuzu, 2 açık büyük yüzme havuzu, 600 kişi/saat kapasiteli çamur kürü banyosu, 2 adet kükürt banyosu, 3 adet çelikli havuzu, 3 adet saatlik banyodan oluşan bir gruptur.

Yaz sezonunda kamping yapma imkanı bulunan kaplıcada her türlü ihtiyaçları kaplıca tesis-lerinden sağlamak mümkündür. Ulaşım sorunu olmayan kaplıcaya Sandıklı ilçe merkezinden her 15 dakikada otobüs gidip-gelmektedir. Çevre düzenlemesi yapılmış, bütün sosyal tesisleri bulunan kaplıca; iyi bir dinlence ve sağlık turizmi için mükemmeldir.

 
Heybeli Termal Turizm Merkezi

Afyon merkezine 30 km. uzaklıkta Afyon-Konya karayolu üzerindedir. Kaplıcanın tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Edinilen kaynaklara göre; Roma devrinde kaplıcanın kuzeyinde leonte comte isminde bir köyün var olduğu ve kaplıcanın bu devirde işletildiği Roma devri tabletlerinde yazılıdır. Bizans devrinde de çalıştığı kilise listelerinde vardır. Selçuklular ve Osmanlılar devrinde Kızılkilise diye bir köyün varlığı ve Kaplıcanın çalıştığına ait bilgiler Milli Kütüphanedeki (şeriye) sicillerinde kayıtlıdır.

Heybeli Kaplıcası’nın 56,5 oC sıcaklıktaki suyunun debisi 64 lt/sn.dir. Kimyasal özelliği ise Ca, Na, HCO3 ve SO4 içeren termomineral bir sudur.

Kaplıca suyu; romatizmal hastalıklar, deri hastalıkları, iç salgı sistemi hastalıkları, sindirim sistemi rahatsızlıkları ve kemik ve kireçlenme rahatsızlıkları, sinir sistemi rahatsızlıkları ve metabo-lizma bozukluklarını tedavi etmektedir.

Ulaşım sorunu olmayan Kaplıcada dört mevsim konaklamak mümkündür. 74 apart daire, 370 yatak; 60 halk tipi ev, 180 yatak; otel, 25 oda, 100 yatak olmak üzere 650 yatak kapasitesine sahiptir. kaplıcada, umumi havuz ve açık/kapalı termal havuz bulunmaktadır.

 
Ömer-Gecek Termal Turizm Merkezi

Ömer Kaplıcası

Afyonkarahisar-Kütahya karayolu üzerinde, Afyonkarahisar merkezine 15 km. uzaklıktadır. Ömer kaplıcası adını Ömer Dede yatırından almıştır.

Ömer Kaplıcası’nın 46-71 oC sıcaklıktaki suyunun debisi 17 lt/sn.dir. Kaplıca suyunun kim- yasal özelliği sodyum klorür, bikarbonat ve hipertermal içermektedir. Su ayrıca litrede 1 gr.dan fazla CO2 ihtiva etmesi nedeniyle gazlı sular grubuna girmektedir.
Kaplıca suyu romatizmal hastalıklar, solunum yolu hastalıkları, kadın hastalıkları, kemik ve kireçlenme rahatsızlıkları, beslenme bozuklukları ile sinir kas yorgunluklarını tedavi etmektedir.

Kaplıcada; 49 adet villa 170 yatak kapasitelidir. 35 oda ve 60 yatağı bulunan apart otel mevcuttur. 20 apart daire ise 40 yatak kapasitelidir.1 adet kapalı yarı olimpik yüzme havuzu, 2 adet Türk Hamamı, 1 adet büyük kapalı yüzme havuzu bulunmaktadır.

Bilgi İçin Ömer Kaplıcası İşletme Müdürlüğü : Tel. (272) 2515010 – 2515261  Fax:2140901

Termal Resort Oruçoğlu Otel İşl.Md.lüğü : Tel: (272) 2515050 (10 hat)  Fax: 2515060
 

Gecek Kaplıcası

Afyonkarahisar merkezine 18 km. uzaklıkta Afyonkarahisar-Kütahya yolu üzerindedir. Kaplıca şifalı sularının yanısıra mesire yeri olarak da ünlüdür.

Gecek kaplıcasının suyu sodyum klorür ve bikarbonat bileşiminden oluşmaktadır. Suyun sıcaklığı 46-71 oC, debisi ise 20 lt/sn.dir.

Kaplıca suyu romatizmal hastalıklar, solunum yolu hastalıkları, kadın hastalıkları, kemik ve kireçlenme rahatsızlıkları, sinir ve kas yorgunluklarına iyi gelmektedir.

Kaplıca 45 devre mülk 180 yatak kapasitelidir. Ayrıca 1’i bayanlar 1’i erkekler için olmak üzere iki tane kapalı havuz mevcuttur.

 

AFYONKARAHİSAR

BİZE ULAŞIN Dörtyol Mah. 2078. Sokak No:11 03040 Merkez/AFYONKARAHİSAR
TELEFON +90 272 213 56 57
FAKS +90 272 213 56 60
E-POSTA info@afyonkarahisartso.org.tr
ÇAĞRI MERKEZİ 0 850 346 03 03

Sosyal Medya Akışları

Basında Biz